Kaynakların Sınırlılığı ve Siyasal Tercihlerin Ekonomik Gerçekliği: HDP’nin Kuruluşuna Ekonomik Bir Bakış
Ekonomistlerin dünyasında her şey bir seçimdir: sınırlı kaynaklarla sonsuz ihtiyaçlara cevap arama çabası. Bu çaba sadece piyasalarda değil, siyasetin kalbinde de kendini gösterir. Çünkü siyasi partiler, tıpkı piyasadaki aktörler gibi, birer “talep ve arz” dengesinin ürünüdür. Halkın ihtiyaçları taleptir; ideolojiler, vaatler ve politikalar ise arz. Bu perspektiften bakıldığında, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) ortaya çıkışı da bir ekonomik denge arayışının siyasal yansıması olarak okunabilir.
HDP Ne Zaman Kuruldu ve Kim Tarafından Kuruldu?
HDP, 15 Ekim 2012 tarihinde kuruldu. Parti, Türkiye’deki farklı sol, demokratik, çevreci ve özgürlükçü hareketlerin birleşimi olarak doğdu. Kurucu kadrosunda Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel gibi isimler yer aldı. Ancak HDP’nin arkasındaki asıl güç, toplumsal alanda “temsil edilmeyen” kesimlerin bir araya gelme arzusuydu. Bu, ekonomi teorisindeki “piyasada boşluk” kavramıyla örtüşür. Nasıl ki bir piyasada talep karşılanmadığında yeni bir girişim doğarsa, Türkiye siyasetinde de benzer bir boşluğu doldurmak üzere HDP sahneye çıktı.
Piyasa Dinamikleri ve Siyasal Talep Arzı
Ekonomik açıdan bakıldığında, siyasi partiler birer “politik girişimdir.” HDP’nin kuruluşu, Türkiye’deki mevcut siyasal arzın belirli bir talebi karşılamadığı bir dönemde gerçekleşti. Bu talep, kimlik, özgürlük ve adalet arayışının birleşimiydi. Diğer partilerin bu taleplere karşı yeterli arz oluşturamaması, yeni bir “politik piyasa oyuncusuna” alan açtı.
Siyasi piyasada “arz fazlası” olan vaatlerin aksine, HDP bu dönemde “belirli bir niş talebi” hedefledi: toplumsal eşitlik, yerel demokrasi ve çevresel adalet. Bu yönüyle HDP’nin ekonomik analizi, klasik mikroekonomi teorilerindeki “kıt kaynakların etkin dağıtımı” anlayışına denk düşer.
Bireysel Kararların Kolektif Ekonomik Yansıması
Ekonomi bilimi, bireysel kararların toplamda nasıl makro sonuçlar doğurduğunu inceler. Aynı ilke, siyasette de geçerlidir. Bir bireyin oy tercihi, bir tüketicinin ürün seçimi gibidir. Seçmen, “politik fayda” arar. HDP’ye yönelen seçmen kitlesi de, mevcut sistemin sunamadığı bir faydayı bu parti aracılığıyla elde etmeyi umdu. Bu anlamda HDP’nin yükselişi, bir tür “alternatif pazar” oluşumudur.
Her ekonomik sistem gibi, siyasal sistemde de tercihlerin maliyeti vardır. HDP’nin kurulması ve faaliyet göstermesi, kısa vadede politik gerilimler yaratmış olsa da, uzun vadede Türkiye demokrasisinde “rekabetin artması” yönünde bir katkı sundu. Rekabetin olduğu piyasalarda verimlilik artar; siyasal sistemde de benzer bir dinamik işler. Çeşitlilik, temsil adaletini ve nihayetinde toplumsal refahı artırır.
Toplumsal Refah, Politik Sermaye ve Geleceğin Ekonomik Dengesi
HDP’nin ekonomik açıdan en önemli katkısı, “politik sermaye” kavramının yeniden tanımlanmasıdır. Parti, Türkiye’de sadece maddi kaynakların değil, kültürel ve sosyal sermayenin de siyasal değerini gündeme getirdi. Bu durum, ekonomideki “insan sermayesi” kavramına benzer: bilgi, kimlik ve dayanışma, uzun vadede ekonomik büyümeyi destekleyen unsurlardır.
Bugünün dünyasında ekonomik büyüme sadece üretimle değil, demokratik katılımla da şekillenir. HDP’nin varlığı, siyasette yeni bir “katılım modeli” önererek, kaynakların sadece sermaye sahipleri arasında değil, toplumun tüm kesimleri arasında nasıl paylaşılabileceğini tartışmaya açtı. Bu tartışma, ekonomik adaletin en temel ilkelerinden biridir.
Geleceğe Ekonomik Bir Projeksiyon
HDP’nin hikayesi, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik geleceği hakkında da ipuçları sunar. Politik çeşitlilik ve yerel katılım arttıkça, kaynak dağılımı daha dengeli hale gelebilir. Bu, uzun vadede hem sosyal sermayenin hem de ekonomik verimliliğin artmasını sağlar. Fakat bu süreçte, piyasadaki her yenilik gibi, HDP de sistemin direnç mekanizmalarıyla karşılaşmıştır. Yeniliklerin kabulü, her ekonomide olduğu gibi, zaman ister.
Sonuç olarak, HDP’nin kuruluşu sadece siyasi bir olay değil, aynı zamanda ekonomik bir “denge arayışıdır.” Tıpkı ekonomideki her yeniliğin bir maliyeti ve getirisi olduğu gibi, HDP’nin doğuşu da Türkiye’nin demokratik ekonomisinde bir yeniden yapılanma sürecini tetiklemiştir. Gelecekte bu sürecin toplumsal refah üzerindeki etkilerini görmek, hem ekonomistler hem de siyaset bilimciler için önemli bir gözlem alanı olmaya devam edecektir.
Halkların Demokratik Partisi, 2012 tarihinde kurulan ve Türkiye’de faaliyet gösteren siyasi partidir. Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması “HDP” şeklindedir. Simgesi gövde bölümü iki adet elden oluşan ağaç tasviridir. Eş genel başkanları Cahit Kırkkazak ve Sultan Özcan’dır.
Efsun!
Fikirleriniz yazının anlamını netleştirdi.