İçeriğe geç

Ön yargı neden olur ?

Ön Yargı Neden Olur? Bir İstanbul’dan, Bir Gençten, Bir Hayattan Hikaye

İstanbul’da, sabahları kalabalık caddelerde ofise doğru yola çıkarken, insanların birbirine bakışları bazen beni düşündürür. “Bu insanlar gerçekten birbirini tanıyor mu?” diye sorarım kendi kendime. Birinin giydiği elbiseye, yüzündeki ifadelere ya da yürüyüşüne bakarak, hemen bir yargıya varmak ne kadar kolay, değil mi? Ama asıl soru şu: Neden bu kadar kolay? Neden hemen birini etiketliyor, bir kalıba sokuyoruz? Ön yargı neden bu kadar yaygın ve neden bu kadar doğal gibi hissediyoruz?

Geçmişin Gölgeleri: Önyargı Nereden Gelir?

Ön yargı, aslında oldukça eski bir kavram. İnsanlar tarih boyunca, hayatta kalma içgüdüsüyle bir tür “kategorilendirme” yapmaya başlamışlardır. Düşünün, eski zamanlarda bir insan ormanda yalnızken karşısına çıkan her yaratık tehlike yaratabilir. Hızla karar vermek, “bu tehlikelidir” veya “bu dosttur” gibi düşünceler geliştirmek hayatta kalmayı sağlamış olabilir. Peki ya bugün? Tüm bu eski içgüdüler, şimdi neden hala bizimle?

İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşamaya başladığınızda, sayısız insanla karşılaşıyorsunuz. Her gün binlerce insanı görüyor, onlarla temas kuruyorsunuz. Ama her birinin hikayesini, yaşadıklarını, neler düşündüğünü anlamak ne kadar mümkün? Bu kadar kısa bir sürede birini tanımanın imkansız olduğunu bildiğiniz halde, o kişiye dair bir yargıya varmak çok kolay değil mi? Bir bakış, bir hareket, belki de sadece bir duruş ve işte, önyargınız oluştu.

Bugünün Gerçekliği: Sosyal Medyanın Etkisi

Sosyal medya devrinin içinde büyüdük. Sabah işe giderken gözüm, telefon ekranımda gezinirken, Instagram’da bir fotoğrafın altına yazılan yorumları okurum. Çoğu zaman insanlar birinin sadece giydiği kıyafet ya da sahip olduğu objeyle ilgili yorum yapar. “Yine lüks bir arabada” ya da “O kıyafet fazla gösterişli değil mi?” gibi. Çoğu zaman insanlar, bir kişinin yaşam tarzını ya da karakterini sadece dışarıdan bir gözle değerlendiriyor. Ama bir insanın yaşamını sadece dış görünüşüyle ölçmek ne kadar sağlıklı bir düşünce tarzıdır ki? Önyargının nasıl bu kadar hızlı geliştiğini bir kez daha hissediyorum.

Bir yanda da kendi hayatımdan örnekler var. Bazen bir insanla tanışırken, kendi içinde bir kalıp oluşturuyorsun. Kimi zaman birinin giyimi ya da konuşma tarzı, senden farklıysa, birden “farklı” demek geliyor insanın içinden. Ama sonra o kişiye dair daha fazla şey öğrendikçe, bu ilk yargının ne kadar yanlış olduğunu fark ediyorsun. Önyargının ne kadar kolay olduğunu, sonra da ne kadar zararlı olduğunu bir kez daha görüyorsun.

Geçmişin Yansımaları ve Bugün

İstanbul’da yaşamanın bir diğer zorluğu da, her gün karşılaştığınız farklı kültürler, diller ve yaşam biçimleridir. Bir insanın geçmişini bilemeden, sadece dış görünüşüne göre yorumlar yapmak, aslında ne kadar dar bir bakış açısına sahip olduğumuzu gösteriyor. Geçmişimizde yer alan toplumsal ve kültürel kodlar, o kadar derine işlemiş ki, bunlardan kurtulmak neredeyse imkansız hale geliyor.

Bir süre önce bir arkadaşım bana, “Neden bir insanı hemen dış görünüşünden değerlendiriyorsun?” diye sormuştu. O an, düşündüm. Hemen cevap veremedim. Çünkü önyargılarımızın çoğu, toplumun bize öğrettiği düşünce kalıplarından doğuyor. Bir insan, örneğin kıyafetiyle ya da davranışlarıyla, “önyargı” yaratmaya ne kadar yatkın olsa da, aslında bu çok daha derin bir problem. İnsanlar, bazen kendilerinin de farkında olmadan, geçmişin kodlarını bugüne taşır.

Gelecekte Ne Olacak? Bir Adım Atmak

Gelecek için umut var mı? Sanırım var. Her şeyin başlangıcı, kendi içimizde başlamalı. Önyargı, bireysel bir mesele olmaktan çıkıp, toplumsal bir soruna dönüşmüş durumda. Ama bu sorunun çözümü, her birimizin içinde saklı. Bizler, her gün daha fazla insanla tanıştıkça, daha fazla farklı kültür ve yaşam tarzı ile karşılaştıkça, bu önyargıları kırma fırsatına sahibiz.

İstanbul’da, her gün farklı insanlarla karşılaştığımda, önyargılarımı bir kenara bırakmak gerektiğini hatırlıyorum. Bunu başarmak kolay değil, elbette. Ama her seferinde biraz daha az yargılayarak, biraz daha fazla empatiyle yaklaşarak, belki de gelecekte daha az önyargılı bir dünyada yaşama şansımız olabilir. Belki de bu, insanların birbirini daha iyi anlamasına, birlikte daha sağlıklı bir toplum kurmasına vesile olabilir.

Son Söz

Önyargı, hepimizin hayatında bir şekilde var. Bu, geçmişin mirası, bugünün etkisi ve belki de geleceğin gerekliliği. Ama bunu kabullenmek, sadece daha iyi bir insan olmak için değil, aynı zamanda daha iyi bir toplum kurmak için de çok önemli. Belki de doğru olan, bir insanı yargılamadan önce, onun içinde ne olduğunu görmek. Ve kim bilir, belki bu şekilde bir adım atarak, o ön yargıları yıkabiliriz. Çünkü ne kadar zorlarsak, o kadar çok insanı anlamaya başlayacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort Megapari
Sitemap
vd.casino