Özerk Tutum Nedir? Kendi Yolunda Yürümek
Bir zamanlar Kayseri’nin sakin sokaklarında, gözlerimdeki umutla yürürken, içimde bir eksiklik vardı. Her şey doğru gibiydi ama sanki bir şeyler eksikti. Hayatımda bir noktada, her şeyin, herkesin bana bir şeyler dikte etmeye çalıştığını hissettim. O dönemde, belki de “özerk tutum” denilen şeyi tam olarak anlamadığımı fark ettim. Ancak, o günü ve o duyguyu hiç unutmayacağım; çünkü bir noktada her şey değişti.
Sadece Kendi Yolu
O gün bir kafede oturuyordum. Kahvemi yudumlarken, eski bir arkadaşım, Elif, bana bir konuda fikir sormak istedi. “Ne yapmalıyım?” dedi, bir yandan telefonunun ekranına bakarak. Tam o an, kafamda bir şeyler belirdi. Elif, hep başkalarının tavsiyeleriyle hayatını şekillendiriyordu. Annelerinin, babalarının, öğretmenlerinin, arkadaşlarının. Ama hiç kendine sormamıştı. “Özerk tutum nedir?” diye düşündüm o an. Belki de Elif’in hayatında bir değişiklik yapmak için bu tutumu öğrenmesi gerekirdi.
Bunun üzerine, Elif’e biraz düşündüm ve cevap verdim: “Bazen, başkalarının ne söylediğine kulak tıkayıp, kendi yolunu çizmek gerekir. Kendini dinlemek, başkalarının baskılarından ve onaylarından bağımsız bir şekilde kararlar almak. Bu, tam olarak özerk tutum.” Yüzüne bakarak, gözlerindeki şaşkınlığı gördüm. Özerk tutumun ne olduğunu yeni öğreniyordu.
Kendimi Kaybettiğimi Hissediyorum
Elif’in bu açıklamaya tepkisini izlerken, kendi hayatımı düşündüm. İstemediğim işler yaparak, doğru hissetmediğim yerlere giderek, sadece başkalarının ne düşündüğünü önemseyerek yaşadığım zamanları hatırladım. Bunu yaparken de hep bir eksiklik vardı, bir hayal kırıklığı. Belki de o dönem “özerk tutum” eksikti hayatımda.
O kadar çok kişi bana ne yapmam gerektiğini söylüyordu ki, bir süre sonra kendimi kaybettiğimi düşündüm. İşte o zaman, Elif’e anlatmaya başladım. “Bazen, toplumun senin hakkında ne düşündüğünü ve başkalarının sana ne önerdiğini bırakıp, sadece kendi kalbinin sesini dinlemelisin. O zaman gerçekten kim olduğunu bulabilirsin.” dediğimde, kalbimde bir rahatlama hissettim. Bir noktada, kendim için de bunu yapmam gerektiğini fark ettim.
Bir zamanlar, dışarıdan gelen tüm baskılara karşı koyamayıp sürekli birilerini memnun etmeye çalıştım. Ama bir gün, o baskılarla yüzleşmek zorunda kaldım. İşte o an “özerk tutum”un anlamını tam olarak kavradım.
Özerk Tutumla Tanışmak
Bir hafta sonra, Elif bana yazdığı bir mesajda şöyle demişti: “Bilmiyorum, ama sanki biraz daha kendi yolumu buluyorum. O kadar iyi hissediyorum ki.” Bunu okurken, içim ısındı. Elif, belki de hayatında ilk kez kendi kararlarını verirken, başkalarının etkisinden bağımsız hareket ediyordu. Ve ben de onu, bu adımı attığı için tebrik ettim.
O an, kendi hayatımda da bir şeyler değişti. Kendi kararlarımı vermeye başladım. Özerk tutum, sadece başkalarına karşı değil, kendi içimde de bir devrim başlatmıştı. Artık birilerini memnun etmek için değil, kendi içimde doğru hissettiğim şeyi yapmak için yaşıyordum.
Sonunda Kendim Oldum
O günden sonra, her geçen gün daha özgür hissettim. Kendi kararlarımı alırken, artık başkalarının gözlerine bakarak değil, içimdeki sesle hareket ediyordum. Kimi zaman hata yapıyordum, kimi zaman zorlanıyordum ama hiçbiri, başkalarının benim için düşündüğü şeylerin baskısında yaşamak kadar zor değildi. Ve bu, tam olarak özerk tutumdu.
Evet, özerk tutum aslında sadece bir kavramdan ibaret değil. Bir yaşam biçimi. İnsan kendini ne kadar özgür hissetse de, o özgürlüğün ardında, bir kararlılık ve bilinçli bir seçim yatıyor. Hayatımda, başkalarının düşüncelerinden ziyade kendi iç sesimi dinlemeyi öğrendim. Şimdi daha huzurluyum, daha kararlıyım ve en önemlisi, kendi yolumda ilerliyorum.
Elif’in hayatına dokunmak bana da bir şeyler öğretti. Özerk tutum, hayatımı sadece başkalarından değil, benden de sorumlu olmamı sağladı. Bu, her ne kadar bazen zorlayıcı olsa da, sonunda en doğru karar olduğunu fark ettim.
Sonuçta…
Belki de özerk tutum, her insanın içinde uyandırılması gereken bir duygudur. Elif’in hayatındaki değişimi görmek, bana kendi yolumu bulmada cesaret verdi. Şimdi, her şeyin tek bir kuralı var: Kendine inan, kendi yolunu çiz. Başkalarının söylediklerine göre değil, kendi içindeki doğruya göre hareket et. Çünkü sadece böylece gerçek anlamda kendin olabiliriz.