Sirke Sacta Kaç Saat Bekletilir? Bir Mutfak Anısının Ardında
Kayseri’nin o eski mahallelerinden birinde, sabahın erken saatlerinde kalktığımda, evin içi hala sessizdi. Günün ilk ışıkları, pencereyi aralayan rüzgarla birlikte odamı aydınlatıyordu. Annemin mutfakta geçirdiği uzun sabahları hatırladım birden, mutfaktan yayılan kokular, eski zamanların ruhu… Bu küçük an, bana her zaman bir şeyleri hatırlatır: Sabırlı olmak, bir şeyin ne kadar süre bekletileceğini anlamadan, aceleci olmamak gerekir. Bu sabah, benim için sıradan gibi görünse de, aslında çok derin bir anlam taşıyan bir günün ilk adımıydı.
Bir Günün Sabırsız Bekleyişi
Evin mutfak köşesinde, eski saca bakarken düşündüm. Annem, her zaman sacta yemek yapmayı severdi. O kadar ki, bazen sadece bir yemek yapmaz, adeta bir ritüel haline getirirdi. O gün de, öğle yemeği için soğanlı et hazırlamak üzere mutfağa girdi. Koca tencerenin başında, zeytinyağını ve baharatları karıştırırken, birden aklıma bir soru takıldı: Sirke sacta kaç saat bekletilir? Bu soru, ilk başta bana basit gibi gelse de, aslında her şeyin anlamını değiştirecek bir merak doğurdu.
Bir Anın İçindeki Mucize
O sırada annem bana baktı. Gözlerinde bir tür sabır vardı. “Kızım, sirkenin bu kadar bekletilmesi gerekmez aslında,” dedi. “Ama bazen, o bekleyiş, lezzetin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Bazı şeyler zaman ister.” Her zamanki gibi beni anlamıştı. O an, bir anda, mutfakta zamanın ne kadar kıymetli olduğunu fark ettim. Sirkenin beklemesi gerektiği gibi, insanın da bazen bir şeylere acele etmemesi gerektiğini anladım. Duygusal bir anlam vardı burada. Her anı, her bekleyişi anlamlı kılmak, sabırlı olmak…
Hemen o an, bir anda çocukluk anılarım aklıma geldi. Annemin sabırlı bir şekilde sirkeyi saca dökerken, hem kendi bekleyişini hem de mutfağın içindeki sıcak havayı hissettim. Belki de sirkenin sacın içinde beklemesi, bir şekilde hayatın kendisiyle paralellik gösteriyordu: Her şeyin bir zamanı, bir süresi vardı. Zamanı beklemek, sonunda her şeyin yerli yerine oturması için gerekliliğiydi.
Hayal Kırıklığı ve Heyecan Arasında
Birkaç saat sonra, annem yemek için sirkeyi sactan çıkardığında, o anki heyecanı anlatamam. Yemek hazır olmuştu ve hep birlikte sofraya oturduk. Sirkenin sacta beklemesinin verdiği lezzet, gerçekten farklıydı. Yavaşça, bir yudum aldım. Bu sırada düşündüm; hayat da böyle. Beklediğimiz her şeyin lezzeti, bazen hemen gelmez, ama sonunda her şey yerli yerine oturur. Bir yanda sabırlı olmanın huzurunu, diğer yanda ise heyecanı ve mutluluğu yaşadım. Beklemenin, bir anlamda insanın içinde biriktirdiği heyecanın farkına varmak gibiydi.
Ve Gerçek Anlam
Sirkenin sacta bekletilmesi ne kadar zaman alırsa alsın, onun olgunlaşması, gerçekten olgunlaştığında fark edilir. O an, mutfaktan yayılan kokulara ve dumanlara bakarken, hayatın da öyle olduğunu düşündüm: Birçok şey için doğru zamanı beklemek gerek. Her şeyin bir sırası vardır, her bekleyişin sonunda farklı bir lezzet çıkar. Kimi zaman hayal kırıklığına uğrasan da, o bekleyişin sonunda her şey yerli yerine oturur. İşte o zaman, o küçük detaylar insanın içinde unutulmaz izler bırakır.
Zaman ilerledikçe, mutfaktan yayılan o sirke kokusu hala burnumda. Sabırlı bekleyişin sonunda, o kadar basit bir soru sorarak başlayan bir düşünce, beni derin bir farkındalığa taşıdı. Sirkenin sacta beklemesi, belki de hayatın her anının değerini anlamam için bir yoldu. Beklemek, bazen hayattaki her şeyin en güzel kısmıdır.