Her Gün Güneş Kremi Sürersek Ne Olur? Ekonomik Bir Bakış Bir ekonomist olarak şu temel soruyla başlamak gerekir: Kaynaklar sınırlı, tercihler sonsuzsa; her tercih bir fedakârlık değil midir? Güneş kremi sürmek ilk bakışta kişisel bir sağlık alışkanlığı gibi görünür, ancak her tüp krem, üretim zincirinden çevreye, tüketim alışkanlıklarından toplumsal maliyetlere kadar uzanan karmaşık bir ekonomik dengeyi temsil eder. Bu yazıda, “her gün güneş kremi sürersek ne olur?” sorusuna sadece dermatolojik değil, ekonomik bir perspektiften yanıt arayacağız. Bireysel Tercihler ve Fırsat Maliyeti: Her Krem Bir Karar Ekonomide temel bir kavram vardır: fırsat maliyeti. Yani bir şeyi seçtiğimizde, seçmediğimiz şeyin bedelini de…
4 YorumEtiket: bir
Kaynakların Sınırlılığı ve Siyasal Tercihlerin Ekonomik Gerçekliği: HDP’nin Kuruluşuna Ekonomik Bir Bakış Ekonomistlerin dünyasında her şey bir seçimdir: sınırlı kaynaklarla sonsuz ihtiyaçlara cevap arama çabası. Bu çaba sadece piyasalarda değil, siyasetin kalbinde de kendini gösterir. Çünkü siyasi partiler, tıpkı piyasadaki aktörler gibi, birer “talep ve arz” dengesinin ürünüdür. Halkın ihtiyaçları taleptir; ideolojiler, vaatler ve politikalar ise arz. Bu perspektiften bakıldığında, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) ortaya çıkışı da bir ekonomik denge arayışının siyasal yansıması olarak okunabilir. HDP Ne Zaman Kuruldu ve Kim Tarafından Kuruldu? HDP, 15 Ekim 2012 tarihinde kuruldu. Parti, Türkiye’deki farklı sol, demokratik, çevreci ve özgürlükçü hareketlerin birleşimi olarak…
2 YorumGüneşli Meydanına Giden Minibüsler ve Toplumsal Hareketliliğin Sosyolojisi Bir Araştırmacının Gözünden: Şehrin Nabzı Minibüs Hatlarında Atar Sabahın erken saatlerinde elimde not defterimle Güneşli Meydanı’na doğru yola çıkarken, aklımda sadece bir soru vardı: “Güneşli Meydanı’na hangi minibüs gider?” Yüzeyde sıradan bir ulaşım sorusu gibi görünen bu cümle, aslında kent sosyolojisinin derin bir metaforudur. Çünkü şehirde bir yere ulaşmak, sadece mekânsal bir hareket değil, aynı zamanda toplumsal bir etkileşim biçimidir. Minibüs, bu etkileşimin en canlı, en dinamik ve en sahici sahnelerinden biridir. Toplumsal Yapıların Görünmez Haritası: Minibüs Hatları Minibüsler, şehirde yaşayan insanların sosyoekonomik konumlarını, kültürel tercihlerini ve toplumsal normlarını yansıtan küçük laboratuvarlardır.…
6 YorumTablo ve Grafik Ne Demek? Bilginin Görsel Dönüşümü Üzerine Düşünsel Bir İnceleme Bilginin anlam kazanması, onu nasıl sunduğumuzla doğrudan ilişkilidir. İnsan zihni karmaşık verileri anlamlandırırken görsel araçlara ihtiyaç duyar. Tablolar ve grafikler, bu ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkmış en güçlü iletişim araçlarından ikisidir. Ancak bu iki kavram yalnızca matematiksel veya istatistiksel araçlar değildir; tarihsel, kültürel ve düşünsel bir geçmişe sahiptir. Bu yazıda, tablo ve grafiğin tarihsel kökenlerinden günümüzdeki akademik tartışmalarına uzanan bir yolculuğa çıkacağız. Bilginin Görsel Dönüşümü: Tarihsel Bir Arka Plan Tabloların kökeni, yazının icadından bile önceye uzanır. Antik Mezopotamya’da tüccarlar kil tabletler üzerine ürün miktarlarını çizelge benzeri biçimlerde kaydederdi.…
8 YorumKamber Nereli? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Yolculuk Kimi zaman bir ismin, bir kelimenin, hatta bir hikâyenin peşine düşmek bizi hem coğrafi hem de kültürel bir serüvene çıkarır. “Kamber nereli?” sorusu da tam olarak böyle bir yolculuğun kapısını aralıyor. Bu yazıda, sadece bir köken arayışını değil, aynı zamanda kimlik, aidiyet ve kültürel bağlamın nasıl şekillendiğini keşfedeceğiz. Farklı coğrafyalarda “Kamber” ismine yüklenen anlamlar, bu ismin tarihsel yolculuğu ve yerel dinamiklerin küresel algılar üzerindeki etkisi üzerine birlikte düşünelim. — Kamber İsmine Küresel Bir Bakış Kamber ismi, dünya genelinde farklı biçimlerde karşımıza çıkan bir isimdir. Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar coğrafyasında tarih boyunca…
8 Yorum“Gül Gübür” Ne Demek? Köken, Kullanım ve Güncel Tartışmalar “Gül gübür” ifadesi, standart sözlüklerde yerleşik bir madde olarak görünmeyen, kulağa ses taklidi ve ikileme çağrışımı yapan bir söyleyiştir. Türkçede anlamı pekiştirmek için kullanılan çok sayıda ikileme vardır; “cıvıl cıvıl”, “şıpır şıpır”, “gümbür gümbür” gibi kalıplar buna örnektir. “Gül gübür” de büyük ihtimalle bu gruba öykünen, yöresel/sosyal medya kökenli bir varyant ya da kulağa hoş gelen bir uydurma ikilemedir. Bu noktada önemli olan, ifadenin TDK Güncel Türkçe Sözlük’te bağımsız bir madde olarak yer almamasıdır; yani norm sözlük kayıtlarında karşılığı bulunmaz. :contentReference[oaicite:0]{index=0} İkileme Mantığı: Neden “Gül Gübür” Kulağa Tanıdık Geliyor? Türkçede ikilemeler,…
8 YorumGözü Açık Nasıl Yazılır? Ekonomik Bilinç ve Fırsat Gözlemciliği Üzerine Bir Analiz Bir ekonomist için dünya, sınırlı kaynaklar ve sonsuz ihtiyaçların buluştuğu bir sahnedir. Bu sahnede herkes, bir şekilde seçim yapar: kimi tüketir, kimi üretir, kimi yatırım yapar. Ancak hepsinin ortak bir niteliği vardır — gözü açık olmak. Ekonomik açıdan “gözü açık” olmak, fırsatları fark edebilmek, değişimi okuyabilmek ve riskleri yönetebilmek demektir. Tıpkı kelimenin yazımında olduğu gibi, anlamında da netlik ve dikkat gerektirir. “Gözü açık” bitişik değil, ayrı yazılır; çünkü bir bilinç hâlini, bir farkındalık seviyesini temsil eder. Aynı şekilde ekonomi de, ayrıntılara dikkat etmeyenlerin değil, gözü açık olanların oyun…
8 YorumGayret-i İlahiye: Anlamı, Tarihsel Arka Planı ve Günümüzdeki Tartışmalar Gayret-i İlahiye, İslam düşüncesi ve tasavvuf literatüründe sıkça karşılaşılan bir kavramdır. Bu terim, genellikle Allah’ın kudretinin, inayetinin ve yönlendirici iradesinin insanları hayırlı bir yolda sevk etme sürecini ifade eder. Ancak, bu kavramın anlamı, tarihsel süreç içinde evrim geçirmiş ve farklı yorumlara tabi olmuştur. Gayret-i İlahiye’nin, İslam’daki tasavvufi öğretilerden modern akademik tartışmalara kadar uzanan geniş bir bağlamda nasıl şekillendiğini anlamak, hem teolojik hem de felsefi açıdan önemli bir araştırma konusu oluşturur. Gayret-i İlahiye’nin Tanımı ve Temel Anlamı Gayret-i İlahiye, kelime olarak “ilahi gayret” veya “Allah’ın gayreti” şeklinde çevrilebilecek bir terimdir. Buradaki “gayret”…
6 YorumHal Değiştiren Maddenin Kütlesi Değişir Mi? Hepimizin mutfakta bir gün su kaynatırken, o kaynayan suyun buhara dönüştüğünü izlediğimiz anlar olmuştur. Bir yandan da, o suyun kaybolduğunu düşünürken, “Acaba buharlaşan suyun kütlesi değişti mi?” diye merak etmişizdir. Ya da belki, bir buz parçasının erimesiyle onu izlerken, “Buzun erimesi kütlesini etkiler mi?” gibi sorular aklımıza gelir. Bu tür basit ama derin sorular, aslında maddenin temel özellikleriyle ilgili çok daha geniş bir anlayışa yol açar. O halde gelin, bu soruyu daha yakından inceleyelim. Hal değiştiren maddenin kütlesi değişir mi? Bu yazıda, bu soruya dair bilinenleri keşfederken, geçmişten geleceğe uzanan bir perspektifle hem bilimin…
8 YorumEnerji Düşüklüğü İçin Hangi Taş? Ekonomik Perspektiften Bir Değerlendirme Kaynaklar sınırlıdır, ancak talepler sonsuzdur. Bu, ekonominin temel bir ilkesidir. İnsanlar, sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanmak zorundadır. Enerji, modern dünyanın en önemli kaynaklarından biridir ve bu kaynağın etkin yönetimi, hem bireysel hem de toplumsal refah açısından kritik öneme sahiptir. Son yıllarda enerji düşüklüğü, yani enerji arzının talebi karşılayamaması, küresel ölçekte bir sorun haline gelmiştir. Bu durum, sadece enerji tüketicilerini değil, aynı zamanda devletleri, şirketleri ve toplumları da doğrudan etkileyen bir ekonomik sorundur. Peki, bu bağlamda “hangi taş”ı kullanmalıyız? Yani, enerji düşüklüğüyle başa çıkmak için hangi çözümler, hangi kaynaklar veya stratejiler…
8 Yorum